21 Şubat 2011 Pazartesi

Hayat selinde kadınlar

Hayat selinde kadınlar

2009'da sel felaketinde bir panelvanın içinde boğularak ölen sekiz kadın işçinin hikâyesi, Sel adlı oyuna ilham kaynağı oldu.


İstanbul, bundan bir buçuk yıl önce bir eylül sabahı tarihinin en büyük sellerinden birini yaşamıştı. Felaket sonucunda can ve mal kaybı büyük olurken, bilim kurgu filmlerine taş çıkaracak cinsten ve akıllara kazınan bir kaza da yaşanmıştı. İşlerine gitmek için bir panelvanın içinde yolculuk yapan sekiz kadın işçi, kentin çok da dışında sayılmayacak bir yerde, otobanda, aracın içinde boğularak can vermişti. İşte o kaza, yarın akşam saat 20.30'da ilk kez garajistanbul'da sahnelenecek Sel adlı bir tiyatro oyununa esin kaynağı oldu. Tek perdelik ve sekiz kadının rol aldığı oyun, o gün yaşanan sel felaketinin gerçek görüntüleriyle açılıyor. Oyunun yazarı Esin Taşçı, akıl sınırlarını zorlayan olayın unutulmaması gerektiği fikri üzerinden yola çıktığını söylüyor. Sel'in yönetmeni Ayşe Burcu Eren de bu ve benzeri olayları tiyatro sahnesine taşıyarak farkındalık yaratmanın önemine değiniyor ve "Şehrin göbeğinde Atatürk Havalimanı'na beş dakika uzaklıkta, neredeyse bir kutunun içinden çıkamadıkları için boğularak can veren kadınların hazin sonu beni çok etkiledi. Olay sırasında kadınlar iki kez kapıyı açıyorlar, vazgeçip inmiyorlar ve sonrasında da boğulup ölüyorlardı. Sırf bu kadarı bile bize; 'Neden inmediniz? Ölmeyi hiç mi aklınıza getirmediniz? Getirmezsiniz tabii. Orada tam da şehrin göbeğinde, olacak şey değil mi?' sorularını sordurmaya yetti" diyor.
'FOTOĞRAFLAR ETKİLEDİ'

Olayın ister istemez oyunda sıkışmışılık duygusunun verilmesi ve işlenmesini de beraberinde getirdiğini kaydeden yönetmen Eren, evde ve işyerinde de sıkışmışılık duygusuyla hayatlarına devam eden kadınların sonunda bir kutunun içinde sıkışıp boğulmalarını göstermeye çalıştığını kaydediyor. Esin Taşçı da Eren'i destekleyerek, kadınların metaforik anlamda zaten boğulmuş olduklarından bahsediyor ve ekliyor: "Bu bir kadın oyunu, kadınların sıkışmışlığını, küçük yaşlardan itibaren maruz kaldığı ayrımcılığı eleştiren bir oyun. Bazen küçük, sıradan görünen yaşam öyküleri vardır ama içinde çok büyük bir duygu yoğunluğu barındırır. Basından olayı takip ederken günlerce gözümü onların fotoğraflarından ayıramamıştım. Gözlerdeki ifadeler, o yarım kalmış gülümsemeler, bana o kadar çok şey söyledi ki. Sonra da yanyana yatırılmış üstlerine beyaz örtü örtülmüş bedenler ve etrafında polis otoları. Galiba ben en çok fotoğraflardan etkilendim." Bir saatlik Sel oyunu prömiyerinin ardından, garajistanbul'da 16 ve 23 Şubat ile 2 Mart'ta sahnelendikten sonra başka şehirlerde de seyirciyle buluşacak. Bilgi: www.garajistanbul.org
ÖZGÜR ÇAKIR SABAH