2 Şubat 2010 Salı

okumak istediğim kitaplar

YAŞAM BOŞLUĞA ÇİZİLMİŞ BİR RESİMDİR
Yazar ALEXANDRA DAVID NEEL Çevirmen ALEV KIRIM
Alexandra David Neel 1868 yılında Paris'te doğdu, ilk kadın öğrenci olarak Sorbonne'da veDoğu Asya Dilleri Enstitüsünde okudu. 1888 yılında itibaren, zaman zaman ders vermek ve konferanslara katılmak için yaptığı yolculuklar dışında, hayatını Asya'da geçirdi. Evlat edndiği oğlu lama Yongden (bu kitabın ilk metnini yazmıştır) ile birlikte Hindistan, Sıkkım, Nepal, Gobi çölü, Çin ve Tibet'e gitti. Tibet'te bir yıldan uzun bir kulübede yaşadı ve bir Budaca lamadan ders aldı sonunda lama düzeyine yükselen ilk ve tek Avrupalı kadın oldu.

Dergi ve Kitapları Nasıl Saklayalım?

Dergi ve Kitapları Nasıl Saklayalım?
Siz de dergi ve kitap sevenlerdenseniz, evinizi tıka basa doldurmasında ve dağınık görünmesine yol açmasından biraz şikayetçisinizdir. Doğru depolama çözümleriyle bu sorunu halledebilirsiniz.




Dergi ve Kitapları Nasıl Saklayalım?
Her zaman, doğru depolama yöntemi ile alanlarınızı en akıllı şekilde değerlendirmeyi tercih edin.

Ağır kitapları en alt raflara dizin. Kalın kitapları dikey yerleştirin.

Klasörler, birbirini tamamlayan renklerde ve aynı sırada yerleştirilirse, düzenli ve şık görünürler.

Duvarlar için tasarlanan raf sistemleri, yerden kazanmanın en pratik yoludur. Kitap raflarını diğer mobilyaların üzerine monte edebilirsiniz. Merdiven boşlukları, kapı üstleri gibi alanlara yerleştireceğiniz raflarla, fazladan alan kazanabilirsiniz.

Kanepe ve koltukların yanına yerleştireceğiniz dergilik ve gazetelikler, dekorasyonun bir parçası gibi duracaktır.

Tüm kitapları aynı alanda bulundurmak zorunda değilsiniz. Yemek kitaplarını, mutfağına takacağınız raf ünitelerinde muhafaza edebilirsiniz. Üstelik mutfak renginize uygun olarak boyamanız da mümkündür.

Geniş odalar veya büyük salonlarda, oda ayırıcılarını kullanabilirsiniz. Ayaklı raf sistemleri ve dolapları, iki yaşam alanını birbirinden ayırırken, tüm kitap ve dergilerinizi yerleştirebileceğiniz bir depolama ünitesi olarak kullanılabilir.

Kutular son yılların en gözde dekorasyon malzemeleri arasında yerini aldı. İstediğiniz büyüklük ve çeşitte kutuları, dileğiniz yapışkanlı kağıtla kaplayarak, saklama ünitesi olarak kullanabilirsiniz.

Evde kullanmadığınız merdiven var mı? Üstelik onu nereye koyacağınız da bilmiyor musunuz? Güzel bir renge boyayarak, kitaplık olarak değerlendirmeyi hiç düşündünüz mü?

Köşelere, pencere ve koltuk kenarlarına yerleştireceğiniz raflı ünitelerle hem yerden kazanabilir, hem dosya, kitap ve evraklarınızın düzenli görünmesini sağlayabilirsiniz.

Hasır sepetlere yerleştireceğiniz dergilerle doğal bir şıklık yaratabilirsiniz. Böylece dağınıklıktan da kurtulmuş olursunuz.

Amasra ve Çakraz karadenizde sevdiğim yerlerden








bende iz bırakan ,türkiyemizin en sevdiğim köşeleri

SIĞACIK İzmir'e 50 kilometre uzaklıkta sevimli mi sevimli,cana yakın eski bir balıkçı köyü.Yörenin cana yakını neyin nesi demeyin.Seferihisar'ın iskelesi olan Sığacık,sahilde limanı çevreleyen bir kalenin içine kurulmuş.Kıvrılarak giden daracık sokaklarda dolaşırken,özgün mimarisini koruyabilmiş pek çok eve rastlamak olası.Üstelik insanı da sıcacık.Sığacık'ın geri planı her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştiği doğal bir hal görünümünde.Yol boyunca dizili tezgahlarda,anında toplanmış salatalık,domates,patlıcan,biber...O kadar mı?Üzüm, kavun,karpuz her çeşit meyve.
Sığacık'ta yeme içme yerleri limanın çevresinde.Liman Restoran,Burç Restoran,Deniz Restoran,Yakamoz,Balık ekmekçiler,midye tavacılar yanyana sıralı.Balık fiyatlarının durumu malum!Balık fiyatları pahalı olunca ,restoranlar fiyata itiraz olmasın diye balıkçıdan kendi aldığınız balığı pişirmeye de itiraz etmiyor-lar.Balığı kendin alıyorsun, onlar pişiriyor. Otel ve pansiyonlar,diğer tatil köylerine göre bir hayli ucuz. Otel ve Pansiyonlar daha çok Sığacık kalesine yakın konuşlanmış durumda.Pilajlar bir kilometre kadar ileride.Pilajlar a minibüs ve belediye otobüsü çalışıyor.Sığacık limanında denize girilmiyor.Sığacığa kadar gitmişken Çevre koyları tanımamak,oralara gitmemek olmaz. Günü-birlik motor turları Papaz boğazı,Taş ada,Azmak,Aktaşlı ve çamcağız'ı kapsıyor.Ayrıca Küçük balıkçı tekneleri ile de bu turları düzenlemek mümkün oluyor.


SEFERİHİSAR Seferihisar'da güneş M.Ö. 3000 yıllarına uzanan eşsiz güzelliklerin üzerine doğar. Günümüzde de değerini yitirmeyen bu tarihsel adres, yüzyıllardır insanların muhteşem Ege mavisi ile berrak güneşini keşfettiği bir belediyede 27 km'lik sahil şeridinde birbirinden güzel koylar ve doğal plajlar mevcuttur. Seferihisar; tarihsel zenginliğin yanı sıra 375 kilometrekarelik dev bir mandalina bahçesi gibidir.Doğal güzelliklerle bezeli 8 köyü 2 beldesi (Ürkmez ve Doğanbey Peyanlı) vardır. Evliya Çelebi 17.yy'da Seferihisar adının Sivrihisar olmasına rağmen burada hisar bulunmadığı, bağlar içinde yükselen kayaların hisara benzediğinden bahsetmekte 4 mahalle, bahçeli 1200 ev, hamam, 7 çeşme, çarşısında 20 dükkan bulunduğu kasabanın ürünlerinin bol, halkı zengin kasaba olarak tanımlamıştır
SIĞACIK Seferihisar'ın 5 km batısında Sığacık körfezinde kuruludur.Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra doğal bir liman konumundadır. 12 İon şehrindan biri olan Teos'a ev sahipliği yapan Sığacığın ismi 1521-1522 yıllarında kentin sığınak olarak kullanıldığı zamanlardan kalmadır. İon uygarlığına başkentlik yapan kent, bir dönem Efes ile yarışmıştır. Seferihisar'ın batısında boylu boyunca mandalın bahçeleriyle çevrilmiş olan Sığacık ile merkez arasında tek engebe Taşdibi denilen tepedir. Sığacığın girişinde bizi masmavi denizi ile birlikte, Kanuni Sultan Süleyman zamanından kalma kalesi, birçok denizciye kucak açmış limanı ile iç içe girmiş lüks balık restaurantları, huzuru doyasıya yaşayacağımız ortamı ve büyük önder Atatürk'ün büstünün içinde bulunduğu meydanı karşılar. Sığacık, eşsiz deniziyle yıllarca Ege'nin en lezzetli balıklarına,en usta balıkçılarına kucak açmış bir tatil yöresidir.Yat turizmine elverişli 45 kapasiteli yat limanının yanı sıra pek çok deniz sporlarının (sörf) yapılabildiği en uygun koylarımızdandır. Akkum plajları, mütevazı tesisleri ile gün boyu faydalanabileceğiniz geniş bir koyda ziyaretçilerini ağırlar. Sığacığın masallara konu olmuş denizinde Sualtı doğa güzelliğini seyretmek ve dalış yapıp zıpkınla balık avlamak isteyen meraklılar için bölgedeki diğer koylara yat gezileri düzenlenmektedir.Sığacık Türkiye'nin en temiz ve en soğuk koylarından olan mavi bayraklı, mucizevi bir şekilde poyraz tutmayan ve dipten denize karışan tatlı kaynak suları sebebiyle diğer koylara oranla daha soğuk olan Ekmeksiz plajına ev sahipliği yapar.Koyun yamaçlarında çam ormanlarıyla kaplı camping ve piknik alanları bulunur. Pırıl pırıl bir denize ve güneşe sahip olan Sığacık'ta zamandan ve dünyadan habersiz kalabilmek için çok fazla şeye ihtiyacımız yoktur,çünkü bu bakir ve büyülü yer sizi tüm gerginliklerinizden ve sıkıntılardan habersizce uzak tutar. Kış aylarında sımsıcak insanlarının yaşadığı Sığacık, tatil yöresi olarak yaz sezonunda pek çok yerli ve yabancı turiste kapılarını açar.Ne kadar yazarsak yazalım ,anlatırsak anlatalım cümlelerimiz bu doğa harikası için yetersiz kalır. SIĞACIK KALESİ Tarihin, doğanın ve teknolojinin yıpratmakta aciz kaldığı kalenin geçmişi Selçuklular dönemine kadar uzanır. Şiddetli yer sarsıntılarıyla harap olunca önce Aydın oğulları daha sonra Osmanlılar tarafından tamir görmüştür. Ege denizindeki önemli stratejik konumunun Kaptan-ı Derya Piri Reis tarafından fark edilmesiyle Kanuni Sultan Süleyman tarafından Palak Mustafa Paşaya Teos harabelerinden getirilen taşlar kullanılarak yaptırılmıştır. Şimdiki hali 1521-1522 yıllarından kalmadır. Önceleri "Sığla" olarak anılan kale savunma amacından çok deniz üssü olarak değerlendirilmiştir. Kalenin Kuşadası , Ayasılık ve Seferihisar adında üç ayrı kapısı vardır. Deniz üssünde; Bir dış kale bir de koğuş tabir edilen askerlerin günlük hayatını ve eğitimini geçirdiği iç kale ile bu iç kalenin denize bakan kısmında iki burç ve iki kapı bulunmaktadır. Kale duvarları üzerinde bazı evlerin ikinci katı yükselirken duvar aralarında bazı ev duvarları ve pencereleri ile Teos'tan gelen taşlar görülmektedir. Burçların kuzeye bakan avlu duvarlarında 1.20'ye 50cm. ebadında 3m aralıklı mazgallar bulunmakta ancak şu anda bazıları kapatılmış durumdadır. Kale içindeki evler bitişik düzende olup, bazıları tek bazıları iki katlıdır.Evlerin çoğunluğu kerpiçtendir, büyük bölümünün içinde iç avlu bulunmaktadır, iki katlı evlerde cumbalar ve tahta panjurlar bulunmaktadır. Evlerin içindeki merdivenler ve kapılar tamamen ahşaptır. Kalenin kuzey tarafında Barbaros Halil Paşa kemerinin üst bölümü yıkılmış durumdadır





suluboya resimler..bana her zaman ayrı bir keyif verir...


beğendiğim birkaç suluboya resim