23 Nisan 2010 Cuma

Vilnius, bir masal şehri












"Merhabalar, ben Selin.

Annemin blogunda Vilnius'u anlatmak istedim sizlere. Vilnius, Litvanya'nın yani 3 Baltık ülkesinden birinin başkentinidir.Tarihi yapılarını koruyan, ortaçağdan masallarındaki gibi küçük ve şirin bir şehirdir. Ben 2006 yılında Erasmus programı ile gitme imkanı buldum Vilnius'a ve iyi ki de gitmişim diyorum.
Litvanya, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra özgürlüğüne kavşan ilk ülke. Nüfusu 3,5 milyon civarında. Tahmin edebileceğiniz gibi Rusları pek sevmiyorlar ancak ülkede azımsanamayacak kadar Rus yaşamakta. Gitmeden önce ülkede Rusça konuşulduğunu düşünüyorduk, ancak resmi dilleri Litvanca, tabi herkes Sovyetler döneminden Rusçayı ana dilleri gibi biliyor.
Litvanya'nın iklimi çok sert. Vilnius'da Nisan başına kadar kar yağışıyla karşılaştık ve Şubat ayında -30'u bile gördük. ancak bahar ayları çok güzel geçiyor şehirde, her yer yemyeşil ve bisikletle şehir turu yapmanın tadı başkaydı...
Bizlere ilginç gelen bir kaç detayı da aktarmak isterim sizlere; örneğin otobüs şöforleri kadındı çoğunlukla,aynı zamanda temizlik işçileri de; tam doğrusu hiç bir iş için kadın-erkek ayrımı yoktu. Hatta şu anki başbakanları bir kadın.
Kuzey insanlarını soğuk olarak düşünürüz, ancak Litvanyalılar çok sıcakkanlı insanlar.
Vilnius Üniversitesinde Türkçe bölümü bulunuyor, oradan bir çok öğrenci her sene Türkiye'ye Türkçe öğrenmeye geliyor.
Mutfaklarında bana entrasan gelen bir şey vardı,et yemeklerini meyve sosu ile servis ediyorlardı. Ayrıca bol miktarda kefir tüketiyorlar. En çok da patates ve lahanayı kullanıyorlar yemeklerinde.
ilginç başka bir örnek de erkeklerin isimlerinin sonuna -as eki gelmesi. En yaygın isim örneğin Gediminas.
Litvanya için basketbolun başkenti de diyebiliriz. Basketbol ile yatıp kalkıyorlar ve Dünya'da bununla öne çıkıyorlar.
Üstten ikinci fotoğrafta gördüğünüz kale ise Trakai kalesi. Trakai, 13. yüzyılda kurulmuş, Tatarlar'ın, Polonyalıların ve şaşıracaksınız belki ama Karay Türkleri'nin yaşadığı bir bölge. Karay Türkleri, yahudiliği benimsemiş Hazar Devleti'nin devamı olan halktır. Trakai kalesinde gezerken, sergilenen geleneksel kıyafetlerin bizim geleneksel kıyafetlerimize benzerliği dikkatimizi oldukça çekti. Ayrıca Trakai'nin en ünlü yemeği olan kıbın, kıymalı poğaçanın aynısıdır. Trakai gölü, kışları üstünde atlı kızakların koşabileceği kadar kalın bir tabaka halinde buz tutmakta, yazın ise yelken gibi su spoarlarına ev sahipliği yapmaktadır.Litvanya'ya gidildiği zaman mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri bence.

Bir gün umarım Litvanya'yı ziyaret etme şansı bulursunuz, ben bu şansı yakaladığım için çok mutluyum.

Sevgiler,

Selin. "